-
1 yağmur
до́ждь (м)* * *1) дождьyağmur boşandı — хлы́нул проливно́й дождь
yağmur küpten / bardaktan boşanırcasına yağıyor — дождь льёт как из ведра́
yağmur yağmak — идти́ - о дожде́
yağmur yemek — промо́кнуть до ни́тки
2) перен. град, пото́к, мно́жествоitiraz yağmuru — пото́к возраже́ний
taş yağmuru — град камне́й
••yağmur yağarken küpünü doldurmak — погов. наполня́ть кувши́н, когда́ идёт дождь (т. е. воспользоваться удобным случаем для наживы)
yağmur olsa, kimsenin tarlasına düşmez / yağmaz — погов. е́сли он бу́дет дождём, то ни на чьё по́ле не вы́падет; он и па́льцем не шевельнёт, что́бы помо́чь кому́-нибудь
См. также в других словарях:
yağmur yağarken küpünü doldurmak — kazanç fırsatı varken ondan yararlanarak para veya mal edinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yağmur — is. 1) Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumda olanı, yağar, yağış, baran, bereket, rahmet Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. M. Ş. Esendal 2) mec. Çok ve sık düşen,… … Çağatay Osmanlı Sözlük